Hikayemiz
Merhaba sevgili zeytin dostları,
Merhaba sevgili zeytin dostları,
Ölmez Ağaç Zeytin ile olan gönül bağımın başlangıç noktasını hatırlıyorum desem yalan olur. İzmir doğumluyum ve çocuklugumun ve gençliğimin geçtigi yerler çoğunlukla Karşıyaka, Seferihisar, Çeşme, Urla İskele, Eskifoça oldugu için her daim Zeytin ağaçları yanı başımızda ve her sabah zeytin soframızdaydı. Zeytinyağı evimizde ekonomik durumumuzdan dolayı girememiş olsa da iş yerimde her gün zeytinyağı ve kekik vazgeçilmezimdi.
EskiFoça’da oldugum dönemde, yanında çalıştığım patronum Fatih Güler’in etkisinde kalarak 2004 yılında zeytinlik kurmaya karar verdim. O dönemler EskiFoça’ya baglı Gerenköy, Bağarası, Kozbeyli taraflarında 30 dönüm arazi alacak kadar param vardı.
Bornova Zeytin Araştırma Enstitüsünden Zeytin Yetiştiriciligi üzerine kitaplar alıp zeytinciligi ve püf noktalarını araştırmaya başlamıştım. Araştırdıkça anlıyordum ki o dönemler maalesef ülkemizde eğitimsizlik ve mekanizasyon eksikligi nedeni ile zeytine hak ettigi değer verilmiyor, çiftçimizin büyük çoğunlugunun kulaktan duyma bilgilerle zeytin tarımı yaptıgı ve verimlilik esasına göre çalışmadığını gözlemledim.
En başta zeytin ağacını sulamak o dönemler çiftçiler arasında kınama sebebiydi. ‘’ Zeytin su istemez, dibini çapaladın mı tamam ! ‘’ Hasat dönemi terbiye edilmemiş yüksek ağaçlardan sırıkla zeytin toplamak çiftçimiz için sıradan olsa da zeytin ağaçları için eziyete dönüyor, sonraki yıl meyve verecek olan kırılgan körpe filizleri kırılıyordu. Haliyle sonraki sene zeytin veremiyor, küsüyordu. Zeytin çiftçimiz ise dogru bilinen yanlışı kanıksamış ‘’ zeytin bir sene verir, bir sene vermez ! ‘’ diyordu. Halen birçok bölgede bu inanış devam etmektedir.
İspanya, İtalya, Yunanistan, Fas, Tunus, İsrail gibi ülkelerde Zeytinciliğin nasıl yapıldığını öğrendikçe şaşırıyordum. Toprak analizi, Su analizi, Yaprak analizi, Basınçlı sulama, Topraktaki organik madde artırımı, kimyasal ilaç kullanımının sınırlandırılması ve reçeteye dayandırılması, uygulama, atık kontrol, mekanizasyon ve her şeyden önemlisi Zeytin işleme tesisleri ve hasat teknikleri…
Onlar, yüksek polifenollü düşük asitli ideal zeytinyağa ulaşmak için zeytinleri yeşil dönemde Erken Hasat ediyor, zeytinlerde fermantasyon sürecini iyi yönetmek için zeytinleri küçük kasalara koyuyor, aynı gün fabrikada Soğuk Sıkım yapıyor ve bunu yaparken yere düşen fermente zeytinleri karıştırmıyorlardı.
Elde ettikleri Saf gerçek zeytinyağı çelik krom tanklarda muhafaza etmeleri ve bu şekilde zeytinyağın çiçeksi, meyvemsi yapısı ve agızda hoş yakıcılıgını koruyorlardı. Buna zeytinyağın nefaseti deniyor. Onlar da ‘’ boğazı yakmayan zeytinyağı zeytinyağı degildir! ‘’ diyor.
Bizde ise, hala yaygın olarak maalesef daha fazla zeytinyağı elde etmek için sıcak sıkım yapılıyor, malaksörde zeytin hamurunu saatlerce bekletiyor, dip zeytini karıştırılıyor ve geç hasat ediliyor. Çıkan yağlar plastik bidonlarda , uygun olmayan koşullarda saklanıyor. Sonuç olarak, zeytinyağın içinde bulunan faydalı bileşenler bozuluyor ve doğa anaya ihanet ediliyor. Ülkemizde insanlarımız sağlıklı, kaliteli zeytinyağına ulaşmakta güçlük çekiyorlar.
Maddi imkanınız var ama doğru zeytinyağa ulaşmak çok zor. İşin Tağşiş ( hile) tarafı ise yüz kızartıcı apayrı bir konu… ( Sıkım yaptığımız fabrikata müstahsillerden sadece 2'i 2024 sezonunda soğuk sıkım tercihi yaptı. Biz bunlardan sadece biriyiz.)
O dönem devlet, zeytinciligi teşvik etmek için dönüm başına 25 zeytin ağacı hibe dagıtıyor ve makul sübvansiyonlu kredi tahsisi veriyordu. Artık rüzgar bizden yanaydı. Zeytinci olmak için gün sayarken ailem Karşıyaka’daki bahçeli evimizi dolandırıcılara kaptırdıgı için zeytinliğe ayırdığım bütçeyi maalesef kendi evimizi tekrar satın almak için harcamış olduk ve böylece zeytinlik hayalimi maddi olarak hazır olacağım 2016 yılına kadar ertelemek durumunda kaldım…
Tabi ki boş durmadım buldugum boş yerlere zeytin fidanı dikmeye devam ettim. Ankara’daki parklarda zeytin fidanı ile karşılaşırsanız muhtemelen ben dikmişimdir. (Soğuk iklime uyumunu gözlemlemek için. ) Eskilerin hep dediği ‘’ Dikili bir ağacın olsun ! ‘’ kulağıma küpe olmuş olsa gerek , diktiğim her fidan içimde bir tatmin duygusu oluşturuyordu…
Eski Foça’da işlettigim restoranın önüne diktiğim ağaçların altında rakı balık yapan romantikler bazen resim göneriyorlar, mutlu oluyorum. Hangi restoran diye sormayın Eski Foça Küçük Deniz, küçük bir yer ve önünde zeytin ağaçları olan limandaki tek restoran ☺
Bu geçen zaman içinde içim içimi yiyor, ille de zeytin bahçemi kuracagım diyordum. Eşimle evlenmeden önce satın aldıgım evi 2016 yılında sattım ve birikmişlerle Manisa, Alaşehir’de yakınında 2 adet Tümülüs ( Krallara komşu ☺ ) olan 66 dönüm zeytin tarımına uygun , susuz ama kooperatif sınırları içinde ki tarlamızı aldık.
Şanslıydık! Güzel yürekli Yunus Sarıaslan ailesi , Abdullah Dursun ağabey ve köydekiler bizi sahiplendi, çok iyi davrandı. Biz de sevgimizi ve saygımızı koruduk… Toprak analizi, su analizi, dozer ile araziyi tesfiye , çit çekme, taş temizligi, Sulama Kooperatifine üyelik derken 1.5 km yerin 1 mt altına boru döşeyerek tarlamızın suzuzlugunu giderdik. Ve artık dikim zamanıydı ve Sübvansiyonlu Damla Sulama Sistemleri Kredisi, Sertifikalı Fidan Kredisi kullanarak bu dönemde dikimi yaptık fakat masrafları karşılamak için aracıma veda etmek durumunda kalmıştım…
Bu dönemde en büyük destekcim Babam Şevket Demirel, Ağabeyim Mehmet Demirel ve tarlamızın her şeyi Abdullah Dursun beydir.
2017 Mayıs ayında köydeki arkadaşların ‘’ Mayıs ayında fidan dikilmez, ne bunlar kibrit çöpü gibi ‘’ diyerek onaylamadıgı zamanda 9500 fidanımızı toprakla buluşturduk. Köydeki dostlarımızla birlikte toprakla buluşan fidanlarımız artık verim de ve bize her sene Doğa’nın en saf hediyesini sunuyorlar…
Şimdi geldigimiz noktada, su ihtiyacımızın tamamını kendi kaynaklarımızdan, enerji ihtiyacımızın tamamını bahçemize kurmuş oldugumuz Tarım Güneş Enerji Sistemlerinden sağliyor, bahçemizde dogaya uyumlu İyi Tarım Pratiklerini uyguluyor, yaban hayatının mahremiyetine ve hakimiyetine saygı duyuyoruz.
Zeytinyağ üretiminde standardımız ;
Her Sezon tüketicilerin ürün kalitesinden şüphe etmeden gönül rahatlıgı ile tüketebilecegi Erken Hasat, Soğuk Sıkım, AB Polifenol kriterlerinin üzerinde yüksek Polifenollü ( Avrupa Birligi için EVOO Polifenol değeri 250 Polifenol ve üstü ) ve düşük asitli Premium Saf Naturel Sızma Zeytinyağını uygun koşullarda tüketicilerimizle buluşturmaktır. Hasat edilen ürünlerimizin Kimyasal Analiz Sonuçlarını Sitemizde yayınlamaktayız.
Olivara Zeytinliğinin kuruluşunda büyük emegi ve katkısı olan sevgili babam Şevket Demirel’e , agabeyim Mehmet Demirel’e, bizi sahiplenen, cömert davranan, destekleyen Gülpınar ve Soğanlı köy sakinlerine, manevi babam Yunus Sarıaslan’a, Ümmühan Pöl’e , Bahçemizin sorumlusu Abdullah Dursun ağabey’e ve canım ailem sevgili eşim Burçin Demirel’e ve canım kızım Duru Demirel’e teşekkür ederim. İyi ki varsınız !
Nazım Hikmet’in Yaşamaya Dair şiirindeki dizeler ile veda ediyoruz …
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından…
Doğamıza ve toprağımıza sahip çıkalım, zeytin dikelim Sevgili Zeytin dostları…
İlginiz için teşekkür ederiz. Sevgi ile kalın…
Olivara
Mustafa Demirel